12 Şubat 2018

 Nakitsiz toplum

2008 Dünya krizinden sonra hızlanan elektronik, sanal, dijital parasal tanımlamalar, isim farklılıkları ile öne çıkarılmışlardır. Toplumlara tabanda, biraz kar marjı dağıtarak, Bitcoin'i ön plana çıkardılar. Sonra ne oldu ? Akıl almaz bir hızla 900 milyara yaklaşık bir piyasasını küresel banka sistemi üzerinden, devletler yasal düzenleme yapmadığı halde, sözde bağımsız halkların finansal hareketi olarak oluşturdular. Balon şişti şişti , sonra insanları  400 milyar dolarlık gibi bir kayıpla balonu indirdiler.

Bu, sistemin kötü çocuk diyeceği Bitcoin di. IMF ve bir takım küresel bankalar Bitcoin'in aleyhinde konuştu. Böylece kötü çocuklarını döverek kendilerini haklı çıkardılar.

Peki oyunları bitti mi?

Elbette hayır. Finans sistemindeki çok başlılığı para sisteminde yerleştirerek, tepkileri dağıtıp toplumlarda kargaşa oluşturacak şekilde adım adım ilerliyorlar. Kuracakları ‘'Nakitsiz Toplum'' projesini gerçekleştirmek için, bir takım ülkeleri öne çıkartıp diğer dünya ülkelerine örnek göstermeye çalışıyorlar. Yapılan bu  finansal düzenlemeler büyük küresel oyunun bir parçası.

Şunun bilmesi gerekir;  Devlet ve millet olarak tam bağımsızlığa ancak iktisadi bir bağımsızlıkla ulaşabiliriz. Bunun aksini düşünmek ve telkin etmek dışa bağımlılığın somut göstergesidir.

Kripto para, dijital para, sanal para, elektronik para... Bunların hepsi, isimleri farklı ama aynı yapı ve sistem içerisinde hareket eden finansal bir kurgudur. Kurulu sistemin bağımlı olduğu yer ana kontrol merkezidir. Bu merkezin alt başlığında verilmiş bir takım özgürlükler, sistemin içinde bağımlı ve sınırlı özgürlüklerdir. 

Bu belirlenen temel çizgide, devletlerin içerisinde yerleştirilmiş bağımlı kripto bürokrasi, finansal  kanun tüzük ve düzenlemelerini üst yöneticilere, bir narkoz şeklinde alıştıra alıştıra sunarak yasal hale getirilmesi için meclislerden geçirirler. Böylece milletin meclisinden toplumların mal ve hizmetlerini kontrol eder hale gelir.

Çağın gerekçesi olarak, daha güvenli  gerekçelerle oluşturulmaya çalışılan ‘'Nakitsiz Toplum'', ölçü aracı olan parayı tamamen bankaların kontrolüne vermektir. Bankalar  milletin lehine çalışmaz. Bankalar milletin üretim ve hizmetlerinden faiz ensturmanı ile geçinir. Bankaların 2017 de elde ettiği faiz gelirleri neredeyse 250 milyara dayanmıştır.

Ancak bankaların korktukları bir şey var; ‘'Ya milli bir hükumet düşüncesiyle, yöneticiler uyanır ve halk da bu faizlere kitlesel itirazlara başlarsa, dijital nakitsiz toplum sistemine nasıl geçebiliriz?''

İşte bankaların en büyük korkusu, olmadığı halde verdiklerini iddia ettikleri kredi miktarlarının ödenemez hale gelmesinden çok, parası olan insanların (gerçek kişilerin bugün 420 milyar civarındadır) bankalardan paralarını % 10 çekmek istemeleri olacaktır. Bu rakam 42 milyara tekabül eder ki bankalar insanların bu kadar parasını veremez. Tiyatro biter, sistem çöker faizci düzen iflas eder.

Dolayısıyla  çok hızlı biçimde  nakitsiz toplum oluşturmak için, bankalardan çekilebilir bir paranın olmaması gerekir. Bu büyük riskin tamamen ortadan kaldırılması için alttan alttan bankalar ve  finans sistemi, bu yönde temayül gösterenler harıl harıl çalışıyor. Amaç tamamen parayı kaldırıp sistemi dijital para, elektronik para kullanımına çevirmek.

Peki bunu bankalar şuanda yapmıyor mu?

Elbette yapıyor. Kaydı para dedikleri zaten elektronik ve dijital bir paradır. Aslında Bitcoin dedikleri dijital parayı bankalar  çok uzun zamandır kaydı para diye yaratmaktadır. Ağ sistemi  dedikleri blockchain, blok zinciri de bankanın bileşik elektronik sisteminde zaten işliyor.

Bunların farklı sunulması sadece algı operasyonudur. Bankalardan Merkez Bankasına, oradan Uluslararası Ödemeler Bankasına oradan da FED'e  kadar bu tiyatro uzanır.  Sizin anlayacağınız isim değiştirerek, aynı tiyatro farklı ensturmanlarla  sahnelenecek.

Selam ve dua ile...